FOTOJENİ GÜZELİ İSTANBUL
Bugün sizinle bir İstanbul fotoğrafı ve buna dair düşüncelerimi paylaşacağım.
Ben İstanbul’un çok fotojenik olduğunu düşünüyorum. Benim paylaştığım bu fotoğrafın dışında binlerce kare görmüş onbinlercesini de beyninizin kadrajında kurgulamışsınızdır. Ama İstanbul’un her yeni fotoğrafı inanılmaz şekilde ilgi ve bakma ihtiyacı uyandırıyor. Bir yandan görünen yerlerin neresi olduğunu tek tek ayırt etmeye çalışırken bir yandan da deklanşöre hangi noktada basıldığını kestirmek eğlenceli bir oyuna dönüşüyor.
Fotoğraf teknolojisindeki ilerleme yanılma riskini arttırsa da, benim her kareye bakarken oynadığım kendimce de eğlenceli bir oyun, deklanşöre nerede basıldığını tahmin etme oyunu. İstanbul kendine özgü yapısıyla bu oyunu oynamak için bulunmaz bir şehir.
Bu kare Karaköy iskelesinden henüz ayrılmakta olan vapurdan çekildi. Binlercesi hatta belki de milyonlarcası vardır kadrajdaki görüntünün. Ama çekici olan, ilginç olan şu ki, her biri ayrı ayrı kendine baktırıyor. Her biri bambaşka bir yer gibi farklılıklar barındırıyor. En büyük ortak noktası da bu karelerin, muhteşem bir modelin görüntüleri olması.
Poz vermesine gerek yok, rötuş yapmak lüzumsuz… Her defasında olağanüstü kareler veren bir model İstanbul.
Otururken, yürürken, hatta uyurken bile çekseniz fark etmez, bu modelin kötü bir karesini bulamazsınız. Allah vergisi bir kabiliyet işte. Herkese nasip olmaz.